Kurtuluş Savaşı
KURTULUŞ SAVAŞI
A-
HAZIRLIK DÖNEMİ :
Kuva-i Milliye Hareketinin Başlaması ve Batı Cephesinin Kurulması :
Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası işgaller başlamıştır. Osmanlı Devletinin
başlayan işgallere tepkisiz kalması sonucu Türk halkı direnme mücadelesi içine
girer. Bu amaçla direnme cemiyetleri kurar ve direniş kuvvetleri oluşturulur.
Çeşitli yörelerde uyanmaya başlayan direniş hareketlerinin bir ölçüde
teşkilatlandırılmasıyla ortaya çıkan güce "Kuva-i Milliye" denilir.
* İlk direniş güneydoğu Anadolu bölgesinde kendiliğinden oluşur. (
Maraş-Urfa-Antep halkı Fransızlara karşı )
* İlk Kuva-i Milliye teşkilatı Batı Anadolu'da Yunan işgaline karşı oluşturuldu.
1919 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında Balıkesir ve Alaşehir'de toplanan
milli kongrelerde batı Anadolu'daki Kuva-i Milliye birliklerinin insan ve
malzeme bakımından desteklenmelerine ve ortak bir cephe oluşturulmasına karar
verildi. Bu çalışmaların sonucunda Ayvalık-Soma-Akhisar-Salihli-Nazilli
batısından geçen bir hat üzerinde Batı Cephesi oluşturuldu.
Kuva-i Milliye'nin özellikleri :









MUSTAFA
KEMAL'İN SAMSUN'A ÇIKIŞI
( 19 MAYIS 1919 )
Mustafa Kemal Samsun'a Dokuzuncu Ordu Müfettişi olarak görevlendirilerek çıktı.Görevi
doğu Karadeniz'de kurulmak istenen Pontus Rum Devletine karşı mücadele eden
Türkleri kontrol altına almaktı.Bu yöredeki Türklerin kontrol altına alınması
için İngilizler Osmanlı Devletine baskıda bulunmuştu.İstanbul Hükümeti de
bölgede karışıklığın sürmesi durumunda 7.maddeye dayanılarak bölgenin işgal
edilme tehlikesini önlemek istiyordu.Böyle bir göreve niçin M.Kemal
seçilmişti; Mustafa Kemal'in askeri başarıları kendisine bir güç
kazandırmıştı.İstanbul Hükümeti M.Kemal'in etkisinden rahatsızlık duyarak,onu
İstanbul'dan uzaklaştırmak istiyordu.M.Kemal bu zor görevi başarabilecek
birisiydi, İttihatçı değildi.
Mustafa Kemal İstanbul Hükümetleri ile kurtuluşun olmayacağını görmüştü.Diğer
taraftan Ülkenin içinde bulunduğu durumdan kurtulması için ortaya çıkan
görüşlerin geçersiz olduğunu görerek, Anadolu'ya geçip millete
dayanarak bağımsızlık mücadelesi yapmak istiyordu.Bu amaçla başlangıçta
Dokuzuncu Ordu Müfettişliği görevi ona birtakım kolaylıklar sağlayacaktı.
Komutanlığın merkezi Erzurum'du ve henüz bölge düşman işgalinden
uzaktı.15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir paşa Ordusu'nu dağıtmamış ve
silahlarını teslim etmemişti.Dokuzuncu ordu müfettişi olarak geniş bir bölge
etki alanı içine girecekti, Sivil makamlara da emir verme yetkisine sahipti.
M.Kemal Samsun'a çıkarken parolası " Ya İstiklal ya Ölüm " dür.
Çünkü diğer kurtuluş çarelerinin bağımsızlığı sağlamayacağına inanmaktadır.
HAVZA GENELGESİ
( 28 MAYIS 1919 )




* M.Kemal Havza genelgesiyle görev ve yetki alanının dışına çıkmıştır. Bu
nedenle İstanbul'a geri çağrılmış ancak dönmemiştir.
AMASYA GENELGESİ
( 22 HAZİRAN 1919 )
Genelgenin esasları :

* Kurtuluş Savaşının gerekçesi açıklanmıştır.

* İstanbul hükümetine tepki ve tanınmaması.

* İlk defa Ulusal Egemenlik anlayışı var.
* İlk defa yönetim şeklini değiştirme amacı var.
* Ulusal bağımsızlığı milletle sağlama düşüncesi var.

her türlü etki ve denetimden kurtulmuş milli bir
kurulun varlığı çok gereklidir.
* Ulusal Parlamento düşüncesi var.

Bunun için bütün illerin her sancağından ;
milletin güvenini kazanmış üç delegenin olabildiğince çabuk
yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir. Her ihtimale karşı
bu iş milli bir sır gibi tutulmalı ve delegeler gereken yerlere kimliklerini
gizleyerek gelmelidirler.
Dikkat: * Kongrenin ve delegelerin güvenliğini sağlama amacı var.

Genelgenin yayınlanmasından sonra Sivas'ta
yapılacak kongreye katılmak amacıyla Yurdun her yerinde seçimler yapılmaya
başladı.İtilaf devletleri Anadolu'daki gelişmelerden rahatsız olarak İstanbul
Hükümeti üzerine M.Kemal'in geri getirilmesi için baskıda bulunmaya başladılar.İstanbul
hükümeti Valilere gizli bir yazıyla M.Kemal'in emirlerine uyulmamasını
istedi.Ancak M.Kemal çalışmalarına devam etti.
ÖNEMİ
:



Not : Amasya Genelgesi M.Kemal, Rauf Bey, Refet Bey, Ali Fuat Paşa
tarafından imzalanmış, Erzurum'da bulunan Kazım Karabekir tarafından da
onaylanmıştır.
ERZURUM KONGRESİ VE ÖNEMİ
( 23 Temmuz- 5 Ağustos
l9l9 )
M.Kemal 26 Haziran'da
Amasya'dan ayrılarak 27 Haziran'da Sivas'a oradan da 3 Temmuz'da Erzurum'a
halkın ve ordunun sevinç gösterileriyle girdi.7/8 Temmuz gecesi M.Kemal 'e
görevinden kesin olarak alındığını bildiren bir emir geldi.Bunu üzerine M.Kemal
hem görevinden hem askerlik mesleğinden ayrıldığını ( İstifa )
bildirdi.Yetkisiz ve sivil olarak görevine devam etme kararı vermişti.
Halkının sevgisi ve desteğine güvenmiştir.
15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir Paşa, M.Kemal'e Kolordusuyla hizmetinde
olduğunu bildirerek maddi ve manevi bakımdan büyük bir destek sağlamıştır.
" Mondros Ateşkes antlaşmasında " Altı doğu ilinde (
Vilayet-i Sitte) karışıklık çıkarsa, bu illerin herhangi bir bölümünün işgal
hakkını İtilaf devletleri muhafaza ederler " hükmü bulunmaktaydı. Bundaki
temel amaç Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurulmasını sağlamaktı.İşte bu tehlikeye
karşı, yani doğu Anadolu'nun işgal edilmesi ve parçalanması tehlikesine karşı
kurulan " Doğu Anadolu Müdafa i Hukuk Cemiyeti "nin girişimi ile
kongrenin toplanması sağlanmıştır.Amaç doğu Anadolu'da birliği sağlayarak bir
Ermeni devleti kurulmasını engellemektir.
23
Temmuz'da toplanan Erzurum kongresi şu kararları almıştır :

* Vatan sınırlarından ilk söz ediş. Sınırlar Mondros Ateşkesinden önce
işgale uğramayan yerler ve çoğunluğu Türk olan bölgelerdir. Sınırlar somut
olarak Misak-ı Milli'de belirlenecektir.


amacı gerçekleştirmek için geçici bir hükümet
kurulacaktır.
* Amasya genelgesindeki devlet kurma düşüncesi,devlet kurma kararına
dönüşmüştür.



* Tam bağımsızlık amaçlanmakta.


* Hem saltanat hem de Ulusal Egemenlik fikirlerinin savunulması bir çelişki
olmakla birlikte, bunun temel nedeni henüz kamuoyunun bu makamlara karşı
çıkılmasına hazır olmamasıdır.
Kongre dağılmadan dokuz kişiden oluşan bir Temsil Heyeti seçmiş ve
başkanlığına M.Kemal'i seçmiştir.
* M.Kemal milli mücadelenin lideri konumuna gelmiştir.
ÖNEMİ :




BALIKESİR ( 26-30
TEMMUZ 1919 ) VE ALAŞEHİR KONGRELERİ ( 16-25 AĞUSTOS 1919 )
1919 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında Balıkesir ve Alaşehir'de toplanan
milli kongrelerde batı Anadolu'daki Kuva-i Milliye birliklerinin insan ve
malzeme bakımından desteklenmelerine ve ortak bir cephe oluşturulmasına karar
verildi. Bu çalışmaların sonucunda Ayvalık-Soma-Akhisar-Salihli-Nazilli
batısından geçen bir hat üzerinde Batı Cephesi oluşturuldu.
SİVAS KONGRESİ
( 4-11 Eylül 1919 )









ÖNEMİ :






AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22 Ekim 1919)
İstanbul'da yeni kurulan Ali Rıza Paşa uzlaşmak durumunda olduğunu
görmektedir.Bu amaçla Bahriye Nazırı Salih Paşa'yı Sivas Temsil Heyeti başkanı
Mustafa Kemal'le görüşmek üzere Amasya'ya gönderdi. Bu görüşme sonrasında kabul
edilen kararlar şunlardır:






Bu kararlar dışında taraflar arasında gizli kalması kararlaştırılan bir
protokol de imzalanmıştır.
Amasya Görüşmeleri'nin Önemi
:


gibi yönlendiremeyeceklerini anlamaya başladılar.
NOT : İstanbul Hükümeti Amasya
Görüşmeleri'nde alınan Meclis-i Mebusan 'ın açılması kararı dışında hiç bir karara
uymadı.
TEMSİL HEYETİ'NİN ANKARA'YA GELİŞİ
(27 Aralık 1919)
(27 Aralık 1919)
Amasya Görüşmeleri gereği Osmanlı Mebuslar
meclisi toplanacaktı. Bu amaçla tüm yurtta seçimler yapıldı. Yeni
milletvekilleri belirlendi. Mustafa Kemal'de Erzurum milletvekili olarak
seçildi.
Mustafa Kemal'in Mebus
an Meclisi’nin Anadolu’da her türlü işgal ve denetimden uzak bir yerde
toplanması isteği, Kanun-i Esasiye'ye aykırıdır gerekçesiyle reddedilmiştir.
Meclis İstanbul’da çalışmalarına başlayacaktı. Bu durum üzerine Mustafa Kemal
meclis çalışmalarını yakından izlemek amacıyla, 27 Aralık 1919 ' da Temsil
Heyeti ile Ankara'ya geldi. Ankara'yı tercih etmesinin diğer nedenleri:




SON OSMANLI MEBUSLAR
MECLİSİNİN TOPLANMASI
( 12 OCAK 1920 )


bir şehirde toplanacak meclisin özgür kararlar alamayacağını düşünüyordu.



* M.Kemal'in
başkan seçilmemesinin ve Müdafaa-i Hukuk gurubunun kurulamamasının nedeni, üyelerin
baskılardan korkmaları ve saltanat yanlısı olmalarıdır.
MİSAK-I
MİLLİ ( ULUSAL YEMİN )
( 28 0CAK 1920 )
Esaslarını
M.Kemal'in hazırladığı kararlar :




* Wilson ilkelerinin boğazlarla ilgili hükmüne cevap


ÖNEMİ :




MİSAK-I
MİLLİ'NİN İLANININ SONUÇLARI







M.KEMAL'İN
İSTANBUL'UN İŞGALİNE KARŞI ALDIĞI TEDBİRLER






TBMM'NİN AÇILMASI
(23 Nisan 1920)
(23 Nisan 1920)
Son Osmanlı Mebus an Meclisi'nin İtilaf Devletleri tarafından dağıtılması
ile Türk ulusal iradesi yok edilmiş oluyordu. Ulus adına karar alıp uygulayacak
bir kurula gereksinim vardı. Bu boşluğu yeni bir meclis dolduracaktı. Bu amaçla
Mustafa Kemal in yayınladığı bildiri sonucu seçimlerin yapılabildiği yerlerde
kazanan delegeler Ankara'da toplanmaya başladı. Meclis-i Mebusan'ın
dağıtılmasıyla Anadolu'ya geçen eski milletvekilleri de yeni meclise katıldı. 23
Nisan 1920'de Meclis açıldı.
TBMM’nin
Açılmasının Önemi:





Bu önergeye göre:





hükümet işlerine bakar Meclis Başkanı bu kurulun da başkanıdır.

TBMM bu önergeyi kabul etti. Böylece ;
ulus egemenliğine dayanan yeni Türk devletinin temelleri atılmış oldu.
Mustafa Kemal meclis başkanlığına seçildi. 26Nisan 1920'de Sovyet
Bolşevikleri île ilişki kuruldu.
29 Nisan 1920'de TBMM varlığına yönelik tehditleri önlemek için " Hiyanet-i Vataniye " Yasası çıkartıldı.
Onbir bakandan oluşan TBMM Hükümeti 2 Mayıs 1920'de kuruldu
29 Nisan 1920'de TBMM varlığına yönelik tehditleri önlemek için " Hiyanet-i Vataniye " Yasası çıkartıldı.
Onbir bakandan oluşan TBMM Hükümeti 2 Mayıs 1920'de kuruldu
I.
TBMM 'nin Özellikleri:
23 Nisan 1920'de açılan
I.TBMM, 1 Nisan 1923 tarihine Kadar görev yapmıştır. Çalışma süresince;








1)
TEŞKİLAT-I ESASİYE (1921 Anayasası) (20 Ocak 1921)
Yeni Türk
devletinin ilk anayasası olan, 20 Ocak1921'de kabul edilen Teşkilat-ı
Esasiye'nin özünü Mustafa Kemal'in 24 Nisan - 13 Eylül 1920'de TBMM'ye sunduğu
bildiriler oluşturmuştur. Zaman ve birikim yokluğundan dolayı daha kapsamlısı
yapılamadığından Teşkilat-ı Esasi maddeleri ile çelişmeyen Kanun-u Esasi
maddeleri de yürürlükte kalmıştır.
Bu
Anayasa'ya göre;







Önemi:




TBMM'nin
Açılmasına Karşı istanbul Hükümeti'nin Yaptığı Engellemeler:





2) TBMM'NİN AÇILMASINA karşı ÇIKAN AYAKLANMALAR
Bu ayaklanmalar doğrudan TBMM'ye ve onun kurduğu düzene bir tepki olarak
ortaya çıkmıştır, istanbul Hükümeti ve ingiliz propagandaları,, savaştan bıkan
Anadolu halkının bir tepkisi ve Kuva-i Milliye güçlerinin disiplinsiz
davranışlarının sonucunda çıkmıştır.
Bu ayaklanmalar dört gruba ayrılır.
a- Doğrudan İstanbul Hükümeti'nin Çıkardığı
Ayaklanmalar:
Bu grupta iki ayaklanma vardır ve Kuva-i Milliye güçleri tarafından
bastırılmıştır. Bunlar;


Her ikisinin de amacı boğazların doğusunda Kuva-i Milliye güçlerinin
ulaşamayacağı tampon bölge oluşturmaktır.
b- İstanbul Hükümeti ve İşgalci Güçlerin
Birlikte Çıkardıkları Ayaklanmalar:
Halkın din duygularının sömürülmesi ve bölgesel çatışmaların körüklenmesi
sonucu çıkan ayaklanmalardır. En yaygın olanıdır. Bu gruptaki ayaklanmalar; -
Adapazarı, Bolu, Düzce, Hendek, Yozgat, Afyon (Çopur Musa), Konya (Delibaş
Mehmet), Urfa (Milli Aşiret)
c- Azınlıkların Çıkardığı Ayaklanmalar
Karmaşa ortamından
yararlanılarak azınlıklarcabağımsızlık kazanmak ya da başka bir devletle bir-
leşmek amacıyla çıkarılmıştır. Örnek: Ermeni ve Pontusçu Rumların ayaklanmalarıdır.
leşmek amacıyla çıkarılmıştır. Örnek: Ermeni ve Pontusçu Rumların ayaklanmalarıdır.
d-
Kuva-i Milliye Liderlerinin Ayaklanmaları
TBMM'nin otoritesi altına girmek istemeyen
ve düzenli ordunun kuruluşuna karşı çıkan Kuva-i Milliye güçlerinin çıkardığı
ayaklanmalardır. Bunlara; - Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem Ayaklanmaları
örnek gösterilebilir.
3) TBMM'NİN AYAKLANMALARA KARŞI aldığı ÖNLEMLER
Ayaklanmalar yalnızca düşmanın işine yaradı,oların ilerlemesini kolaylaştırdı.
Bu nedenle TBMM varlığına yönelik bu tehdide karşı gerekli önlemleri aldı. Bu
önlemler:




* Böylece TBMM Osmanlı Saltanatını yok saymış oluyordu.


SEVR ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)
Sevr I.Dünya Savaş'ını bitiren son antlaşmadır. Gecikmesinin nedenleri;
itilaf Devletlerinin kendi aralarında Osmanlıyı paylaşamamaları, işgallere
karşı Türk halkının direnmesidir.
İtilaf devletleri İtalya’nın San Remo kentinde bir konferans
toplayarak barış antlaşmasının koşullarını belirlediler. OsmanIı Devleti'ni
barış konferansına davet ettiler
Paris'e giden heyet Sevr Antlaşmasi'nı imzaladı.
Antlaşmaya
göre;













Önemi:



Yorumlar
Yorum Gönder