Çanakkale de Türk Askeri
Çanakkale de Türk Askeri
“Düşmanla Karşılıklı siperlerimiz
arasındaki mesafe sekiz metre. Yani ölüm muhakkak…
Birinci siperdekiler tamamen şehit düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine gidiyor. Fakat, ne kadar gıptaya şayan bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? … Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur (gevşeklik) göstermiyor. Sarsılmak yok…Okumak bilenlerin elinde Kur’anı Kerim, Cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, Kelime-i Şahadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk Askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”
M.Kemal ATATÜRK
Limon Von Sanders
( Çanakkale Cephesi Komutanı -Alman ) :
"Düşman
bütün dünyanın imkanlarına sahip olup,ellerinde en yeni savaş gereçleri bulunurken,zavallı Türkler, sahra berkitmeleri yapmak için kendilerinde pek az sayıda bulunan zaruri aletleri düşmandan almak zorunda idiler.Sığınakları sağlamlaştırmak için zaruri olan tahta ve demir ise topa tutulmuş yerlerin enkazından alınıyordu. İhtiyaçlara yakın sayıda toprak çuvalı almak hiçbir zaman mümkün olmamıştır.
Tesadüfen İstanbul'dan birkaç bin toprak çuval geldiğinde,onların küçük rütbeli subaylarca,erlerin pejmürde olan giyimini az düzeltmek işinde kullanılması tehlikesi daima vardı."
Koca Seyit Onbaşı, 1889 Eylül
ayında Balıkesir'in Havran ilçesi Çamlık köyünde dünyaya geldi. Seyit, 1909
Nisan başlarında askere alındı. 1912'de Balkan Savaşları'na katıldı. Savaş
bittiğinde terhis edilmeyerek, topçu eri olarak Çanakkale cephesine gönderildi.
Çanakkale Savaşı'nda gösterdiği kahramanlıklarla adını Türk tarihine yazdırdı.
18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı sırasında Rumeli Mecidiye Tabyası'nda
ayakta kalabilen tek top vardı, onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit
Onbaşı, 276 kiloluk mermiyi kaldırarak, üç adım taşıdı ve namlunun ucuna
sürerek ateşledi. Bu kahramanlığıyla Ocean gemisine büyük yara aldırdı. Koca
Seyit 1939 yılında vefat ettiMEHMETCİĞE DERİN SAYGI
23
Nisan 1915 günü Conkbayırı’nda Türkler ve Birleşik Kuvvetler arasında korkunç
siper savaşları oluyor. Siperler arasında 8-10 m. mesafe var. Süngü hücumundan
sonra savaşa ara verildi. Askerler siperlerine çekildi. Yaralılar ve ölüler
toplanıyor. İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere
olan İngiliz Yüzbaşı avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor, kurtarın diye
yalvarıyordu. Ancak hiçbir siperden kimse çıkıp yardım edemiyor. Çünkü en küçük
bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu.
Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından aslan yapılı bir
Türk askeri silahsız siperden çıktı. Hepimiz donup kaldık. Kimse nefes
alamıyor, ona bakıyorduk. Asker yavaş adımlarla yürüyor siperdekiler kendisine
nişan almış bekliyordu. Asker yaralı İngiliz subayını okşar gibi yerden
kucakladı, kolunu omzuna attı ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı.
Yaralıyı usulca yere bırakıp geldiği gibi kendi siperlerine döndü. Teşekkür
bile edemedik. Savaş alanlarında günlerce bu kahraman Türk askerinin cesareti
güzelliği ve insan sevgisi konuşuldu. Dünyanın en yürekli ve kahraman askeri
Mehmetçiğe derin sevgi ve saygılar. Üsteğmen Cosey
(Sonradan Avustralya Genel Valisi olmuştur)
Çanakkale'de
Alay komutanından son erine kadar şehit olan 57.P.Alayının sancağı,
Avustralya'da bugün Melburn Müzesi'ndeki bir vitrinde sergilenirken altındaki
plakette şunlar yazılıdır :" Bu Alay Sancağı Gelibolu savaş alanından getirilmiştir , ama esir edilmemiştir.Türk Ordusunun milli geleneklerine göre bir alayın sancağı , alayın son eri ölmeden teslim edilemez . Bu Sancak, sonuncu muhafızın da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk Alayı Sancağını selamlamadan geçmeyin"
,


Yorumlar
Yorum Gönder